BİLGİ: ÜSTTEKİ RADYO(NORMAL) ALTTAKİ İSE (ROCK AND RAP)
BİLGİ: ÜSTTEKİ RADYO(NORMAL) ALTTAKİ İSE (ROCK AND RAP) DUYURU PANOMUZ , BURÇLAR VE GÜNLÜK TV PROGRAMLARI SAYFANIN ALT KISMINDADIR. İYİ GÜNLER...
   
  AHMET ATICI
  FIKRA KÖŞESİ
 

FIKRA KÖŞEMİZ


TATİL BİTTİ...

Bir işadamı, oldukça yoğun ve yorucu geçen bir seneden sonra tatile çıkmaya karar verir. Eşi de kendisi gibi meşgul olduğu için birlikte tatil yapacakları bir dönem ayarlamak zor olur. İspanya kıyılarında bir otel bulur ve bulduğu ilk uçakla oraya gider. Otele yerleşirken bir aylık bir rezervasyon yaptırır. Bir hafta kadar güzelce tatil yaptıktan sonra, bir akşam yemeğinde garson kendisine bir mektup iletir. Mektubu okuyan işadamı, tatilini geçirdiği otelin yöneticisinin yanına gider. "Ne yazık ki tatil sona erdi..." Yönetici şaşırır ve üzülür. "Ama beyefendi, bir aylık rezervasyon yaptırmıştınız, ne oldu böyle aniden?" İşadamı çaresiz bakışlarla cevap verir: "Evet bir ay kalacağım, ama tatil bitti. Karım işinden izin almayı başarmış ve iki gün sonra burada olacakmış..." 

Rize - Trabzon

Trabzonlu imamlarla, Rizeli imamlar turnuva düzenleyip maç yaparlarmış; ama her defasında Rizeli imamlar yenerlermiş. Trabzonun takım kaptanı Temel Hoca demiş ki; "uşaklar bu böyle gitmez, bizim Trabzonsporlu Hami'yi takıma alalım, diyelim ki bu bizim merkez caminin yeni hocası." Diğerleri de kabul etmişler ve maça gitmisler Rize'ye. Dönüşte takım kaptanı Temel Hoca'ya sormuşlar, "mac ne oldu? diye; "2-1 yenildik" demiş. "Peki golleri kim attı?" diye sormuşlar; Temel "bizim golü Hami Hoca attı; onların golleri de Del Pierro Hoca ile Roberto Carlos Hoca attı.." demiş. 

İngilizce biliyormuş

Temel Çımacı olmuş, ilk kez yurt dışına gitmişti. Gemi Liverpool Limanı'na yanaşırken, Temel iskeledeki İngiliz'e bağırdı: - Tut şu halatı! İngiliz anlamadı bir şey.. Temel yine bağırdı: - Tut şu halatı! İngiliz'de gene hareket yok.. Temel ortaokuldaki ingilizcesi ile bağırdı: - Do you speak English? - "Yes.. Yes.." dedi İngiliz; Temel öfkeyle bağırdı: - O zaman tut şu halatı..! 

Sinyal

Temel arabası ile Taksim Meydanında dönüp duruyordu. Aynı trafikçinin önünden beşinci defa geçerken, polis de merak etti ve Temel'i durdurup sordu: - Bir yeri mi arıyorsunuz? Niye meydanın etrafında dönüp duruyorsunuz? Temel: - Sol sinyal takıldı da.. 

Aldatmaca

İlyas ile Temel karşılıklı oturmuşlar sohbet ediyorlarmış. Konuşma sırasında iş kimin daha zeki olduğuna gelip dayanmış ve iki uşak birbirine bilmece sormaya karar vermiş. İlk bilmeceyi İlyas sormuş: - "Saridur, kafestedur, öter... Pu nedur, pill bakayrum..." Temel hemen, "Kanaryadur" cevabını yapıştırmış. Fakat İlyas hayır anlamında kafasını kaldırır. Temel, birbiri ardına bütün kuşların adını sayıp döker. Fakat her seferinde İlyas hayır deyince pes etmek zorunda kalır. İlyas büyük bir sevinç içinde, - "Haçan insan hamsiyu pilmez mu?" deyince Temel hemen atılır. - "Hamsi saru değuldur ki?" - "Boyamuşumdur.." - "Kafeste midur?" - "Koymişumdur.." Temel şaşırır: "Peku öter mu hamsi?" - "O da aldatmacasıdur işin daa!.." 

Dalıcılar

Temel ile Dursun iddialaşıyorlarmış "Ben daha iyi dalarım" diye. Temel: - "Haçan ben 25 m'den denize dalarum da bana mısın demem." Dursun itiraz eder: - "Yok yapamazsın!" Derken Temel: - "Gel uşağım, sana ispatlıyacağum." diyerek çıkar 25 m. yüksekliğe ve cumburlop dalar çıkar bir anda. Dursun iddiayı daha ileri götürür: - "Haçan ben de 30 m.'den denize dalarum da bana mısın demem." Temel itiraz eder: - "Yok yapamazsin!" Derken Dursun: - "Gel uşağım, ben de sana ispatliyacağum." diyerek çıkar 30 m. yüksekliğe ve cumburlop dalar çıkar o da. Temel kızarak iddiayı daha ileri götürür: - "Ula ben şu dolu kovaya 2,5 m.'den dalarım.". Dalardın, dalamazdın derken çıkar Temel 2,5 m. yüksekliğe ve su dolu kovaya dalması ile çıkması bir olur. Ne de olsa Temel iyi bir dalıcıdır. Dursun da kızarak iddiayı arttırır: - "Ula ben de şu dolu kovaya 3 m.'den dalarım." Dalardın, dalamazdın derken çıkar Dursun 3 m. yüksekliğe ve su dolu kovaya dalar ve çıkar. Öfkeden gözü dönen Temel: - "Ben ıslak bir havluya 2 m.'den dalarım." demeye başlar. Dursun her zamanki gibi muhalefeti oynar. Bunun üzerine Temel: - "Getirin bakayım şu ıslak havluyu!" der. Çıkar 2 m.'ye ve balıklama atlar aşağıya. Yere 'Güüüm!..' diye çarpar başını. Sersemlemiş bir vaziyette doğrulurken söylenir: - "Kim sıktı bunun suyunu yahu?" 

Sifon

Temel Dallas'taki kuzeni Dursun'u görmeye gitmiş. Dursun Temel'i havaalanında karşılamış. Beraberce dışarı çıkmışlar. Temel bir bakmış 10 metre boyunda bir limuzin! "Uyyy, amma da büyük bu, daa!" Dursun hafifçe gülmüş: "Temel'im burası Amerika! Burada her birşey büyük!" Yola çıkmışlar, Dursun'un çiftliğinin kapısından içeri girmişler. Git git bir türlü eve varmıyorlar. Temel şaşkınlık içinde: "Uyy, amma da büyük çiftlik daaa!" Dursun gene hafifçe gülmüş. "Temel'im burası Amerika! Burada her birşey büyük!" Neyse, akşam olmuş, yemek salonuna geçmisler. Salonun ortasinda kocaman bir masa. Bir ucunda Temel bir ucunda Dursun. Temel Dursun'u taa uzaktan zor seçiyor. "Uyy!" diye bağırmış: "amma büyük masa, daa!" Dursun'un sesi gelmiş "Temel'im burası Amerika! Burada her birşey büyük!" Yemekten sonra Temel'in tuvalete gitmesi gerekmiş. Dursun: - "Temelim, alt kata in, soldan üçüncü kapı" diye tarif etmiş. Temel alt kata inmiş ama sol yerine sağdan üçüncü kapıya girmiş. Orası evin havuzunun oldugu yermiş. Heryer karanlık olduğu için Temel elektrik düğmesini ararken havuza düşmüş. Can havliyle bağırmaya başlamış: - "Sifonu çekmeyiiin!! Sifonu çekmeyiiin!" 

Ceza

Öğrenci sınıfa yeni gelmişti. İkinci günü öğretmenine sordu: - "Öğretmenim, insana yapmadığı bir şey için ceza verir misiniz?" - "Olur mu evladım?", dedi öğretmen. "Yapmadınsa ceza da olmaz. Niye sordun bunu?" - "Efendim dün verdiğiniz ev ödevini yapmamıştım da ceza verirsiniz sanıyordum.." 

Yazı tura

Temel üniversite sınavına girmiş. Her soruda yazı tura atarak cevapları vermiş. İki saat sonra öğrencilerin çoğu sınav kağıdını verip salonu terk etmiş, Temel hala yazı tura atıyor. Öğretmen gelip başına dikilmiş: - "Temel hepsini yazı tura atıyorsun, hala bitiremedin mi?" Temel: - "Hocam bir saat önce bitirdim ama cevaplarımı kontrol ediyorum!" 

Daha çok istiyor

Çocuk, okuldan bir gözü şiş olarak dönünce, annesi telaşlanır: - "Oğlum ne oldu gözüne? Düştün mü yoksa?" - "Hayır düşmedim. Arkadaşım Orhan'la dövüştük. Ben de yarın onun gözünü şişireceğim!" Annesi oğlunu yatıştırmaya çalışır: - "Sakın ha! Dövüşmek iyi birşey değil. Ben sana yarın pasta çörek vereyim. Arkadaşına da ver, barışın. Güzel güzel oynayın olmaz mı?" - "Olur anneciğim, barışırız." Ertesi gün, çocuk öteki gözü de şişmiş olarak döndü. Annesi merakla sordu: - "Yine ne oldu?" - "Arkadaşım yaptı; daha çok pasta, çörek istiyor!" 

Gözlerim bozuk

Göz doktoru: - Şu tablodaki harfleri okur musunuz? Cafer: - Siz bana okur musunuz? Benim gözlerim bozuk da.. 

Gelmedik zaten

(Ambulansta...) - Doktor beni nereye götürüyorsunuz? - Morga. - Ama ben daha ölmedim ki?! - Olsun biz de daha gelmedik zaten... 

Merdiven çıkmak

Adam evinin merdivenlerinden çıkarken düşüp, bacağını dört yerinden kırmıştı. Hemen hastaneye kaldırılmış, doktor bacağı boydan boya alçıya almış ve: - "Beyefendi bundan sonra daha dikkatli olun, en azından alçınız çıkana kadar merdivenlerden inmek çıkmak yok", demişti. Üç ay sonra kırıklar kaynamış, alçı çıkarılmıştı. Adam bu arada doktora: - "Doktor bey artık merdivenlerden inip çıkabilir miyim?" diye sormuş, doktor da: - "Tabii, ancak yine de bir süre daha dikkatli olmalısınız", demişti. Adam doktorun bu cevabı üzerine sevinçle bağırmış: - "Oh be şükürler olsun, üç aydır eve su borusundan tırmanarak girip çıkmaktan anam ağlamıştı." 

Ancak düşürebildim

Doktor hastasını telefonla arar ve hastasına bir kötü; bir de çok kötü haberi olduğunu söyler. Daha sonra "ilk önce hangisini söylememi istersiniz" diye sorar. Hasta ilk önce kötü haberi duymak istediğini söyler. Doktor hastaya "Tahlillerinizi aldım ve ne yazık ki 24 saat ömrünüz kaldı." der. Hasta yıkılmıştır. Doktora sorar "Daha kötü haber ne olabilir ki?" Doktor: "dünden beri sizi arıyorum ama telefonunuzu daha yeni düşürebildim." 

Teyzesiyim

Çekici bir genç kadın, çok zayıf bir bebeği doktora kontrole götürür. Bebeğe bakan doktor: - "Bu çocuk iyi gıda almıyor", der ve kadına dönerek: - "Lütfen soyununuz", diye rica eder. Soyunan kadının göğüslerini iyice kontrol eden doktor: - "Düşündüğüm gibiymiş hanımefendi" der, "sizin hiç sütünüz yok." Kadın: - "Tabi olmaz doktor bey", der. "Ben çocuğun teyzesiyim..." 

Yanlış bacak

Doktorun biri hastasının yanına gelir ve konuşmaya başlar: - "Size bir iyi, bir de kötü haberim var. Önce kötü haberi söyleyeyim isterseniz... Hmm, maalesef yanlış bacağınızı kesmişiz. Çok üzgünüz. Ama iyi habere sevineceksiniz! Öteki bacağınız iyileşiyor." 

Egzozdan

Bir adam; kadın doğum uzmanıymış, ancak mesleğinden sıkılmış ve araba tamircisi olmaya karar vermiş. Bunun için gidip dersler almış; sınavı 100'le bitirip tamirci olması gerekiyormuş. Adam sınava giriyor, çıkıyor bir bakıyorlar ki 150 almış sınavdan. Herkes şoka giriyor nasıl olur diye. Puan veren hocalara toplayıp soruyorlar: "Nasıl 150 aldı?" Hoca da anlatmaya başlamış: "Önce bujileri değiştirdi sonra motor'a rektifiye yaptı sonra da karbüratorü dağıtıp temizledi ve son olarak da vites kutusunu dağıtıp topladı", diye açıklama yapmış. Diğer hocalar: - "Ee 150 almayı gerektirecek durum nedir? Diğer öğrenciler de bunu yapıyorlar", deyince hoca da: - "iyi de tüm bunları egzozdan yaptı" diye cevap vermiş. 

Öksüremiyorum

Adamın biri çok kuvvetli öksürüyormuş, doktora gitmiş derdini anlatmış. Doktor da adama yanlışlıkla öksürük ilacı yerine müshil ilacı vermiş ve demiş ki: - "Bir hafta boyunca yemeklerden sonra iç ve yanıma gel." Adam bir hafta sonra gelince doktor: - "Öksürüğün nasıl oldu?", deyince adam da: - "Cesaret edip de öksüremiyorum ki!" 

Şişeleri getirdim

Akıl hastanesinde bir gün, bir deli hasta bakıcıyı yanına çağırır. "Bana çabuk 5 şişe kola getir" der. Hasta bakıcı buna kızar ve hastaya beş tokat atar ve "al işte kolalarını" der. Aradan zaman geçtikten sonra yine aynı hasta, bakıcıyı yine çağırır. Bu sefer hasta; hasta bakıcıyı tokatlar. Bakıcı, "ne oluyor?" der. Hasta cevap verir: - "Şişeleri getirdim abi." 

Kaçanları yiyelim

Akıl hastanesinden iki deliyi salıvereceklermiş. Doktorlar kendi aralarında "şunlara son bir test yapalım da görelim akılları başlarına gelmiş mi?" demişler. Bunun üzerine iki deliyi bir masa başına çağırmışlar. Masanın üzerine bir kavanoz dolusu siyah zeytin, bir kavanoz dolusu da canlı hamamböceği dökmüşler ve: - "Buyrun beyler, yiyiniz." demişler. Delilerden bir tanesi hemen zeytinlere saldırmış, öteki araya girmiş: - "Önce kaçanları yiyelim, öbürleri nasıl olsa duruyor!" 

Tenefüs

Bir uçakta tam yedi deli varmış... Bunlardan sadece uçağı kullanan birinci pilot normalmiş.. İkinci pilot da deliymiş.. Durgun ve normal hava şartlarında yolculuk yaparlarken birden bire uçağın sağa ve sola yattığını hisseden birinci pilot şaşkınlıkla ikinci pilota sorunun ne olduğunu sormuş; o da, "sanırım bu dengesizlik içeriden delilerden geliyor" diye cevap vermiş. Birinci pilot, ikinci pilota emir vermiş: "o zaman git ve rahat durmalarını söyle!". Bunun üzerine delilerin yanına giden ikinci pilot onları susturmayı başarmış. Birinci pilot ikinci pilota "nasıl susturdun" diye sorduğunda; "ben öğretmen oldum, onlar öğrenci oldular.. uçağın imdat zilini çaldım şu an tenefüsteler.." diye cevap vermiş. 

ADAMIN BİRİ(1) VARMIŞ İKİCİ DÖNEM BEŞİ(5).
ADAMIN BİRİ(1) VARMIŞ İKİNCİ DÖNEM DÜZELTMİŞ.
ADAMIN BİRİ(1) VARMIŞ İKİSİ(2) YOKMUŞ.
ADAMIN BİRİ KAZMIŞ DİĞERİDE GÖMMÜŞ.
ADAMIN BİRİNİN TEKNESİ VARMIŞ BATMIŞ.
ADAMIN BİRİ UÇUYORMUŞ BU SON UÇUŞU OLMUŞ.
ADAMIN BİRİ DİĞERİNE "NOLMUŞ BİLİON MU?"DEMİŞ ÖTEKİDE "NOLMUŞ!?"DEMİŞ. DİĞERİDE "BENDE SANA SORUYORUM ZATEN NOLMUŞ DİYE" DEMİŞ. 

 
 
  DUYURU PANOMUZ

---AHMET ATICI---

DUYURULARINIZ İÇİN İLETİŞİM: ahm_atc_2008@hotmail.com www.ahmetatici.tr.gg

----------


Oyunlar
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol